BETÜL (Ziyaretçi)
| | [b][i] Gül Kurusunda Sevdalar
--------------------------------------------------------------------------------
Aşıkmış toprak suya, suda toprağa. Ne var ki su uğramaz olmuş toprağın
semtine. Vefalıymış toprak,sadıkmış aşkına. O gelmese de ondan başka yar
bilmemiş kendine.
Günler aylar geçmiş. Ahdine sadık toprak kurumaya başlamış. Ama
'olsun' diyormuş içinden aşkı uğruna vereceği canını şeref sayıyormuş
kendine.
Günlerden birgün bulut olmuş su ,yağmur olmuş ; düşmüş toprağın
bağrına. Toprak suya su toprağa kanmış. Kurumaya yüz tutmuş toprağın
sinesinde güller bitmiş. Mis kokmuş etraf. O günden sonra güller aşkın
meyvesi sayılmış. Mecnun Leyla'ya, Ferhat Şirin'e, Kerem Aslı'sına gül
diye hitap etmiş.
Bugün ise yalancı aşklara tanık olmuş güller. Her seferinde içi kan
ağlamış. Yalan gözlerin, yalan sözlerin girizgahı olmuş. Aşklar bazen
bir güne en uzunu bir haftaya sığdırılmış. Cep telefonundan atılan 2
konture satılmış. Hekimoğlu' nun da dediği gibi ''sevdiğini sokakta
bulanların sokakta sergilediği edepsizlikler olmuş'' aşk!
Bilmem ne derdi Mecnun bu halimizi görse? Daha fazla yakar mıydı
kızgın çöl kumları ayaklarını? Ferhat eğer bunlar aşk ise ben niye
deldim dağları demez miydi?
Galiba neslimiz onları anlayamadı. Ecdadımın aşkları da saman kağıt
kitaplar içinde kuruyan güllerde kaldı..
Alıntı
__________________
|