İnsanlar zengin olurlar;sonra amansız bir fakirlik hayatlarını kuşatır. Büyük şereflere, şan veşöhretlere kavuşturulurlar, sonra da yerlerde sürünmeye mahkûm edilirler.
Neden bazı insanlar ıstıraplarla, yokluklarla boğulurken birdenher şey tersine dönüverir? Ya da neden her şey kendilerine koşturulan birçokinsanın elleri bomboş bırakılır? Malları, çocukları, eşleri, işleri koparılırdünyalarından...
Hepimiz bu iki gerçektenen az birini yaşadık, yaşıyoruz ya da yaşayacağız. Ya kızgın kumlar altındainleyerek sertleşen, her tarafa kök salan bir ağaç gibi dayanıklı yetişeceğizya da yağ ile bal üzerinde yeşererek aniden boy atan bir ot gibi yükselip sonrada çürüyüp gideceğiz .
Bu yazıyı okuyan birçokinsan bu satırların sahibi gibi acılarla büyümüştür. Birçok gayretli arkadaşımıtanırım. Gayret ederler, didinirler, yırtınırlar. Kader onları hangisebeplerden dolayı her gün yeni bir başarıya koşturuyor dersiniz?
Bunu çok düşündüm. Banaihsan edilen nimet ikiye katlandığında ya da elimdekileri kaybediverdiğimdedüşündüm. Gerçekte biz sadece kendi çalışmalarımızla mı kazanıyor ve kendiçalışmalarımızla mı kaybediyoruz? Oysa kazanmak uğrunda çırpınan nice insanınelleri boştur. İstediklerine kavuşturulan nice insanın elleri de istemediklerihalde boşaltılır. Neden?..
Peygamberimiz(s.a.v.)cevap veriyor bu soruya: "Nimete teşekkür nimetin gitmesine karşı birgarantidir."
İyilik yaptığınız birinsanın nankörlüğü ve ihanetiyle karşılaşırsanız o insanı bir daha iyilikyapılmaya layık görür müsünüz? Hele de her iyiliğiniz karşısında nankörlüklecevaplandırılırsanız... Nankör insan iyiliğin değerini idrak edemeyen, ayaklaraltında sürünmeye layık insandır.
Kim elindeki nimetinelinde bırakılmasını istiyorsa ihsan edene şükretmesini bilmelidir.
Biz Yaratıcımızın ne kadarengin ihsanlarına mazhar oluyoruz. Dünyalar dolusu servetle değişmediğimizvücut organlarımızın Rabbimizin hediyesi olduğunu çok az düşünüyoruz; hattabilmiyoruz bile... Bu azaların tatmini için dünyaya serpilen sonu gelmezgüzelliklerin ihsan olduğunu en gıpta edilen pek çok büyük insan bile günde birkaç defacık hatırlıyor. Zihinlerimiz dünyeviliğin acımasız işgali altındainliyor.
Saniyeleri kuşatan nimetlerkarşısında insan bu kadar nankörken, Yaratıcının ne büyük rahmeti ve sevgisivardır ki ihsanını hala aralıksız devam ettiriyor. Aldığı her nefesten dolayı,havayı ve akciğeri Yaratana şükretmeyenin akciğerleri sökülüp atılmıyor. Çoğuzaman hak ettiği halde kör bir tarla faresine dönüştürülmüyor nankörlük eden.
Umumi nimetler Yaratıcınınvaadidir. Oysa vakti geldiğinde santim santim hesabı sorulmayacak hiçbir nimetyoktur.
Bir de hususi nimetleridüşünelim. Sevimli bir eş ve güzel çocuklara kavuşturulanlar... Zenginlik veşerefle donatılanlar... Nice nankör insanların ellerinden bunlar parça parçaedilerek alınmıştır .
Peygamberimizin(s.a.v.) buyurduğu gibi "Nimete teşekküretmek nimetin gitmesine karşı bir garantidir." Bile bile kaybetmek böylesibir nankörlüğün sonucudur.
Güzel konuşabilmesine şükretmeyenin bir gün dili tutulabilir.Zekâsına teşekkür ile karşılık vermeyenin bir gün beyni dumura uğratılabilir.Güzel yaratılışına şükredebilenin güzelliği de her gün arttırılır.
Çok şükür ki şükredebilmekabiliyeti olan varlıklar olarak yaratıldık.
Muhammed Bozdağ |